Yaz aylarının ortasında, üniversiteye gidecek binlerce gencin heyecanlı ama bir o kadar da stresli bir dönemi başlıyor: tercih süreci. Kimileri puanına göre hareket ediyor, kimileri “aile ne der?” diye düşünüyor, kimileri ise “arkadaşlarım nereye gidiyorsa ben de oraya” mantığıyla karar veriyor. Oysa hayatın en kritik dönemeçlerinden birindeyiz.
Bugün mezuniyet sonrası iş dünyası, 10 yıl öncesinden çok farklı. Artık sadece “iyi üniversite” değil, doğru alan seçimi de hayati önem taşıyor. Yapay zekâ, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik gibi kavramlar sadece haberlerde değil, iş ilanlarının başlıklarında da yer alıyor. Bu nedenle tercih yaparken şu üç soruyu mutlaka kendinize sorun:
Bu bölümü gerçekten istiyor muyum? Yoksa puanım buraya yettiği için mi yazıyorum?
Mezun olunca hangi alanlarda çalışabileceğim? Sadece bugünkü değil, 5-10 yıl sonrası iş imkanlarını da araştırdım mı?
Bu meslek bana yaşam boyu mutlu bir hayat sağlayabilir mi?
Evet, hiçbirimiz geleceği yüzde yüz bilemeyiz. Ama bugün atacağınız adımlar, yarınki özgürlüğünüzü, gelir seviyenizi ve yaşam kalitenizi belirleyecek. Sırf popüler diye seçilen bölümler, mezuniyet sonrası hayal kırıklığına dönüşebiliyor.
Bir diğer önemli nokta, kendini geliştirme meselesi. İyi bir üniversite ve bölüm, sadece bir başlangıç. İkinci yabancı dil, staj tecrübeleri, gönüllü projeler, sertifika programları… Bunlar olmadan diploma tek başına yeterli değil.
Seçim sizin. Ancak unutmayın: hayat, başkalarının değil, sizin kararlarınızın sonucu. Tercih listesi bir kâğıt parçası değil; o, önümüzdeki yıllarınızın haritası. Haritayı doğru çizerseniz, yolculuğunuz daha keyifli olur.
Yorum Ekle
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Tuğba UZAK
Geleceğinizi Seçerken Acele Etmeyin
Yaz aylarının ortasında, üniversiteye gidecek binlerce gencin heyecanlı ama bir o kadar da stresli bir dönemi başlıyor: tercih süreci. Kimileri puanına göre hareket ediyor, kimileri “aile ne der?” diye düşünüyor, kimileri ise “arkadaşlarım nereye gidiyorsa ben de oraya” mantığıyla karar veriyor. Oysa hayatın en kritik dönemeçlerinden birindeyiz.
Bugün mezuniyet sonrası iş dünyası, 10 yıl öncesinden çok farklı. Artık sadece “iyi üniversite” değil, doğru alan seçimi de hayati önem taşıyor. Yapay zekâ, dijital dönüşüm, sürdürülebilirlik gibi kavramlar sadece haberlerde değil, iş ilanlarının başlıklarında da yer alıyor. Bu nedenle tercih yaparken şu üç soruyu mutlaka kendinize sorun:
Bu bölümü gerçekten istiyor muyum? Yoksa puanım buraya yettiği için mi yazıyorum?
Mezun olunca hangi alanlarda çalışabileceğim? Sadece bugünkü değil, 5-10 yıl sonrası iş imkanlarını da araştırdım mı?
Bu meslek bana yaşam boyu mutlu bir hayat sağlayabilir mi?
Evet, hiçbirimiz geleceği yüzde yüz bilemeyiz. Ama bugün atacağınız adımlar, yarınki özgürlüğünüzü, gelir seviyenizi ve yaşam kalitenizi belirleyecek. Sırf popüler diye seçilen bölümler, mezuniyet sonrası hayal kırıklığına dönüşebiliyor.
Bir diğer önemli nokta, kendini geliştirme meselesi. İyi bir üniversite ve bölüm, sadece bir başlangıç. İkinci yabancı dil, staj tecrübeleri, gönüllü projeler, sertifika programları… Bunlar olmadan diploma tek başına yeterli değil.
Seçim sizin. Ancak unutmayın: hayat, başkalarının değil, sizin kararlarınızın sonucu. Tercih listesi bir kâğıt parçası değil; o, önümüzdeki yıllarınızın haritası. Haritayı doğru çizerseniz, yolculuğunuz daha keyifli olur.