Devlet Bahçeli: Af vaat eden zaten yok

Terörsüz Türkiye sürecini baltalamaya çalışanların açıklamalarını tepkiyle karşılayan ve herhangi bir affın da gündemde olmadığını söyleyen Devlet Bahçeli, "Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 02.12.2025 08:58
Haber Güncellenme Tarihi: 02.12.2025 08:58

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, yeni açıklamaları ile gündeme geldi.

Türkgün Gazetesi'ne röportaj veren Devlet Bahçeli, Terörsüz Türkiye sürecinden de bahsetti.

"Tarihi bir fırsat eşiği önümüzdedir. Bölücü terör kaynaklı makus talih günbegün değişmektedir." diyen Bahçeli'ye süreç kapsamında yapılan bazı açıklamalar soruldu.

Süreci baltalamaya çalışanların yaptığı açıklamaları eleştiren Bahçeli, af vaat edilmediğinin bir kez daha altını çizdi.

Bahçeli içi boş polemiklerle vakit kaybedilmemesi gerektiğini söyledi ve şöyle devam etti;

"BAYAĞI SÖZLER..."

Şu bayağı sözlere bakar mısınız, hiç kimse suç işlememiş! Bu nedenle de af maf da istemiyorlarmış. Kaldı ki af vaat eden zaten yok, suça gelince, tarih ve maşeri vicdan önünde hangi suçların işlendiği açıktır, nettir, belgelidir. Bayramlık ağzımızı açtırmasınlar, herkes haddini ve hududunu bilsin. Tehdit tonu ziyadesiyle fazla marazi mesajlarla, maksatlı ve mahsurlu görüşlerle bir yere varılamaz. Türkiye Cumhuriyeti devleti bu tip ucuz ve ucube yaklaşımlara aldırış etmez. Doğru bir istikamette tekeri dönen kervanımızı taşa tutanların provokasyonları boşunadır. Hevesleri kursaklarında kalacaktır.

"ENERJİ SARFETMEK LÜZUMSUZ"

Aslında tartışmanın hiçbir yerindeyim. Doğrusunu isterseniz içi boş polemiklerle vakit kaybetmenin, beyhude yere emek ve enerji sarfetmenin lüzumsuz olduğu kanaatindeyim. Şu hususa bir itirazım yok, şayet tartışma ortamı iyi niyetle temelleniyorsa, farklı görüş ve değerlendirmeler sorumluluk ahlakı içinde tavzih ediliyorsa herhangi bir mahsur olmayacaktır. Ancak yıkıcı ve sinir uçlarıyla oynayan bir dil ve üslup eşliğinde çalı dibi yoklanıyorsa, nalına ve mıhına aynı oranda ve anda vuruluyorsa bunun kabulü pek tabii namümkündür.

"BAHSETTİĞİNİZ KİŞİ SİLAHLARI YAKARKEN EN ÖNDEYDİ"

Bahsettiğiniz terör örgütü mensubu, 11 Temmuz 2025 tarihinde Irak’ın Süleymaniye kırsalında silahlarını kazana atmak suretiyle yakan 30 kişilik PKK’lı grubun en önündeydi. 24 Kasım 2025 tarihinde üç kişiden müteşekkil milletvekili heyetinin İmralı’ya gidişinin üzerinden çok geçmeden bu teröristin açıklaması kamuoyuna yansıdı. Bu kapsamda telaffuz edilen iddialar ve ifadeler olgunluktan ve yapıcılıktan son derece uzaktır.

"İMRALI'YA SADAKATLERİ ESAS OLMALIDIR"

Üstelik 27 Şubat 2025 İmralı çağrısıyla taban tabana zıttır. İmralı’ya sadakatleri esas olmalıdır. Tersini düşünmek mümkün değildir. Bölücü terör örgütünün tüm bileşenlerini bağlayan müspet açıklamanın hilafına KCK Eşbaşkanı unvanı kullanılmaktadır. Yanlıştır, art niyetliliktir, ülkemizde ve bölgemizde karanlık emelleri bulunan Siyonist-Emperyalist yapıya alenen hizmetkârlıktır. Hatta bunun bir başka adı, “Terörsüz Türkiye” atılımlarının önünü kesmek için plan ve kurgu içinde olan odaklara maşalık yapmaktır.

"SABOTAJ MAHİYETLİ İFADELER"

Öyle olmasa, adım adım ilerleyen; uyumlu, karşılıklı saygı ve nezaket dahilinde mesafe alan “Terörsüz Türkiye” hedefini sekteye uğratmayı gündeme alan zaman ayarlı sabotaj mahiyetli ifadeler neden ağızlardan dökülsün? Bir yanda münfesih terör örgütünün bir kısım azılı elemanının çarpıtmaları, diğer yanda sözde milliyetçi, özde ne idüğü belirsiz, neye ve nerelere hizmet ettikleri meçhul çevrelerin ezberleri aynı potada, aynı paydada birleşmiştir. Ne kadar tuhaf, en az bu kadar da kuşkulu ve düşündürücü.